04 Ağustos 2009

Sonunda.. :)

Uzun uğraşlar sonucunda müzik olayını da çözmüş bulunmaktayım, blog işte şimdi istediğim gibi oldu! :) Aslında çok basitmiş de sanırsam pek kendimi vererek uğraşmadığımdan olsa gerek gayet komik haller içerisine girerek bitirdim. Listedekiler elbette favorilerim, çok fazla yabancı müzik dinleyen birisi olmasam da araya birkaç tane serpiştirdim. Olayı da çözdüğüme göre, zaman içinde liste güncellenir mutlaka. Böyle mutlu mesut, müzik dolu bir günlük serüvenini de yaşar giderim.
Merak ettiğim konu şudur ki, ne kadar süre yazacağım buraya. Ben ki kaç site terk-i diyar etmiş çoğu yazısını -evet çoğu!- kopyalayamadan ayrılmış kişiyken, burayı ne kadar süre için yer yurt edineceğim kendimi merakla izliyorum. Savruk ve dağınık yazmaya çalışmanın, bunları bir arada toparlayamamanın acısını sanırım yaşlandığımda hissedeceğim. Henüz pek gencim(:p), zaten hiçbir zaman eşyasını/malını koruyup kollayabilen birisi de olamadım. Ama yakın zamanda, bir gece gizlice operasyona çıkıp sağdan soldan toplamaya çalışacağım yazıları, eğer ki vakti zamanında benim Zekirdek günlüklerimi halihazırda kaydetmişler varsa ne çok mutlu olurum bir bilsen! Olsun lütfen..Lütfeeen!

Kerahat vakti diye bir şey öğrendim ben. Aslında biliyordum da, o vakitlerde uyunmayacağını bilmiyordum. Dün kuzenimle öğlen uykusuna yatıp akşam 5 gibi uyandığımızda söyledi. Meğersem o vakitle ilgili bir şeyler varmış. Şimdi birebir yazabilecek kadar engin bilgiye sahip değilim ama kuzenimin verdiği bilgiye de güvenirim. Derlermiş ki, ''Kerahet vakti uyumayın, uyursanız da uyandığınızda aklınızı kaçırmadığınıza şükredin'' Yani bu süreç akşam 5 ile 9 arasına takabül etmekte ve beynim de parçalar birbirine yerleşmekte. Genelde o saatlerde uyuyup uyandığımda bende afedersin bir salaklık bir salaklık. Sanki uyku değildi uyuduğum, harpten çıkmış gibi bi' bitkinlik, gördüğüm kabuslar da tuzu biberi hikayesi..Zaten çok sağlıklı uykusu olan birisi değilim, bu kerahat vakti olayı beni derinden etkiledi. 'Aklını her an kaçırmaya' müsait bir bünye iken, ister misin bir uyanıyorum aklım yok benim! Tamam şakaydı. Uyumayacağım artık bu saatlerde, lakin şeytan dürtmekte ve ben -Cüneyt'in değimiyle- yatağımın çağrılarını meşgule vermekteyim. :)