Gece eve hayli 'pert' geldikten sonra, nasıl bi' uykuya düştüm anlatamam. Gece bi' ara uyandım, su içtim direkt uykuya gömüldüm. Eee buraya kadarı normaldi.
Uyuyorum hala, odamın perdeleri kapalı ama çok kuvvetli bi' ışık giriyor içeri. Rahatsız etmiyor gözlerimi, uyanmakla uyanmamak arasında olan o keyifli yerdeyim. Yatağın sıcaklığı ve yumuşaklığı 'gitme biraz daha kal' diyor. Nitekim, biraz daha dalıyorum uykuya. Rüya görüyorum sanıyorum, bi akordeon sesi geliyor dışarıdan. Çok net, böyle süzüle süzüle geliyormuş gibi. Gözlerimi açsam ve dikkatli baksam üzerime doğru uçan renkli müzik notalarını da görecek gibiyim. O kadar keyifli ki, sanki böyle birisi beyin kıvrımlarıma masaj yapıyormuş gibi gevşedim gevşedim gevşedim. 'Hatırla Sevgilim' çalıyordu, keyifle...Sonra tamamen uyanıp ama hala o uykunun sersemliğini de üzerimden atamayıp sesin dışardan geldiğini anladım. Kalkıp pencereyi açtım, ses uzaklaşıyordu ama nasıl bi keyif bırakmıştı bende anlatamam. Süzülüyor gibiydim..
Epeydir bu kadar güzel uyanmamıştım, ki bilirim bi' insan nasıl uyanırsa tüm günü de öyle gidiyordu. Sonra bu uyanmanın verdiği keyifle, kahvaltı ettim, kahvemi içtim bi yandan muhabbet laklak derken, iletime 'akordeon sesiyle uyanmak, rüyam değilmiş meğersem.' yazdım aynı caddede oturduğumuz birkaç arkadaşla, bi' dahakine o sesi duyar duymaz dışarı çıkıcaz diye sözleştik. Resmen dans etmek istiyorum o sesle. Ne güzel bi' şeymiş böyle uyanmak. Anaaa tüm derdim kederim, bir iki nota ile silindi gitti. Sonra oturdum pc başına akordeon dinledim şu saate kadar ehehe. Kendimi bugün eski bi Türk filmi gibi hissediyorum. Fazla mutlu, fazla keyifli, böyle kırlar kelebekler, bembeyaz tül gibi süzülen bi' elbisem var. Ağaçların arasında döne döne süzülüyorum, yanımda kırmızı şapka takmış akordeon çalan bi' adam var. Sanki o'na aşık gibiyim, o çalıyor ben kendimden geçiyorum, kur yapıyorum. Ahaha.
Yarın sabah da öyle uyanayım amaaa n'oluuurrrr lütfeeen!