21 Haziran 2010

Okurcan ve Okurgül'e Sesleniş #3

Merhaba Okurcan. Merhaba Okurgül. Merhaba karpuzlar.
Ve merhaba ben.

Çok ama çok kritik bir ay, malumunuz LYS'ler ardı ardına hayatlarımıza sille tokat girişmekte, yetmemekte sıcaklar bastırmakta. Çok acı acı bastırmakta, günlük duş sayısı 3'ye 4'e varabilmekte. Vantilatör ve klimalarla yaşanan tutkulu aşklaşmalarla bel, boyun, sırt ağrılarına sebep olurken hepimizin ağızlarından şu cümüller dökülmekte ''Haziran'da böyle sıcaksa Ağustos ve Temmuz'da napcaz biz yaa!'' Şahsen ben günde en az iki kere sayıklıyorum bunu. Her ne kadar yağmuru eksik olmayan bir coğrafyada yaşıyor olsam da, her gün akşam saatlerinde kocaman kocaman yağmur taneli sağnak yağışlarım olsa da acayip sıcak. Buna rağmen sıcak. Yağmura rağmen yine de sıcak. Çok sıcak demiş miydim?

Bu ayki seslenişim, hayatlarımızın çok içinde olan bi' şeyden yine: Para! Hayır ''Parayla saadet olmaz'' mavraları yapmayacağım. 21. yy'da hâlâ bu kafada olan insanlarımız varsa hepsine sağ elimi sallıyor, uzaktan öpücük atıp Seda Sayanvari avcumu üfleyerek gönderiyorum öpücüğümü. Mevzu bahisimiz Türk liramızdan büssürüüü sıfır atıldıktan sonra, kağıt paraların küçülmesi bundan sebep çok fazla kaybolması ve 5tl ile 50tl'nin renk olarak birbirine çok benzemesinden kelli sürekli karıştırılması ve bununla beraber gelişen olaylar...

Geçtiğimiz günlerde gayet yeni uyanmış, saçma sapan bir dalgınlıkla süpermarkete girdim. Alacaklarımı aldım, kasaya geldim. Kasiyer kızdan ölesiye nefret ediyorum; ama en yakın market o olduğundan başka markete gitmeye de çok üşeniyorum. Çünkü kız çok uyuşuk, öyle böyle bir uyuşukluk değil. O barkottan bir şeyleri geçirip, para üstü verirken bana fenalık üstüne fenalık geliyor. Elimde poşetle, geçirsin de doldurayım diye bekliyorum. Haspamda bir slovmoğşın edası, eline aldığı her ürün çok kutsalmış gibi narin narin tutuşlar... Hele şükür aldıklarımın hepsini geçirip ''6 tl 50 krş'' dedi, cüzdanımdan çıkarıp 50 tl verdim. Para üstünü vermesini bekliyorum. Bir yandan da aldıklarımın sonuncularını koyuyorum, gözüm bisküviye takılıyor son kullanma tarihine bakıyorum. Kız öylece ayakta duruyor, durduğunu görüyorum. Aslında şu anda para üstü sayması gerek. 'Ne duruyosun bee!!' der gibi şiddetle başımı kaldırdığımda ''1.5 tlniz var mı?'' dedi, ''Yok'' dedim sert ve sevimsiz biçimde. ''İyi o halde sonra verirsiniz'' dedi, ''Nasıı yaa, neden sonra veriyorum 50 tl verdim ben'' dedim ''Hayır 5tl verdiniz'' diye cevap verince sinirlendim ''Ben 50 tl verdim!!!'' diye çemkirir modda yineledim ve o anda kızın elinde duran 5 tlye aklım zoom yaptı. Hemen cüzdanımı çıkarıp içindeki 50tlyi görünce, direkt utanıp yavşamaya ve şuursuzca gülmeye başladım. Sonra kız da gülmeye başladı, ''Eheheh mehehe ya bu paralar çok benziyo birbirine'' diye sevimlilik yaptım. ''Ayyy evet, ben de geçen gün 5 tl diye birisine 50 tl vermişim. Geri getirdi sağolsun'' dedi. Gülmemi kesip ''Ayyy sen gerçekten de salakmışsın'' diyeceğim tutarken az önce benim de 50 tl yerine 5 tl verdiğim aklıma gelince vazgeçtim. Neticesinde aynı şey. Acayip utandım, zaten kıza da sinir oluyorum. Bu olaydan dolayı, artık birbirimize gülümsemek zorunda kalacak gibiyiz. Gülümsemeli iletişim kurduk bi' kere.

Velhasılı bu paralar birbirine çok benziyor dikkat etmek gerekli, sonra böyle sağa sola komedi oluyorsun. ''İnsanlık hali şaşırabilirim bla bla bla''sı yapmak istemiyorum, sevmem ben öyle şeyleri. Bariz dalgınlığıma kurban gittim, bir de yok yere sevimlilik yaptım salaklığımı ört pas etmek için. Bu zamana kadar olan kıza karşı oluşturduğum tüm karizmam yerle bir oldu. Hatta yan kasada olan kız bile güldü bana, çok komik bir şey sanki. Aman ne güldük ne güldük. Of çok sinirlendim yine, hep güldüler bana ühühühü. Tamam daha gülmesinler, allah belalarını versin yaa! :(

Şimdi bir de geçen gün para küçük diye 20 tl kaybettiğimi söylesem?
Paralar büyüsün ya!