Biraz ani oldu. Aslında zamanın gerçekten ''Zaman çok hızlı geçiyor yaa..'' derkenki halden daha hızlı geçtiğini anlayabilmek içindi her şey...O cümleyi bitirene kadar geçen saniye kadar hızlı geçmiş, dönüp bakınca.
Aynı şarkıyı belki bugün otuz üçüncü kez dinliyorum. Hiç ağlamadım. Sanırım biraz hızlı alıştım. Sabah gülerek uyandık oda arkadaşlarımla. Akşam biraz dudaklarım titredi, sonra balkona başka bir kız gelip muhabbet etmeye başlayınca geçti. Ben hiç ağlamadım. Canım yanmadı. Ve galiba burayı sevdim, ben hiç ağlamadım. Kalbim kırılmadı henüz...
Okul ve sınıf tahmin ettiğimden de iyidi. Aslına bakarsan, kafamda belli bir portre çizmemiştim. İnsanların çok iyi, çok güler yüzlü ya da çok sıcak olmasını beklemedim. Önce nasıl davranmam gerektiğini çok düşündüm. Sabah çok yorgundum, saçım başım dağınıktı, çok da umurumda değildi. Yine de gördüğüm herkese gülümsedim. Gülümsediğim herkes bana gülümsedi. Sonra garip bir hava oldu. Aniden bir kaynaşma ve enteresan bir diyalog şekli oluştu. Hani olur ya ''Yıllardır tanıyormuşum gibi'' hissi. Sonra iki saatlik boşluğumuzda sürü halinde sahile indik. İnsanların isimlerini ezberlemeye çalıştım, önemlidir insan isimleri çünkü. Bir insanın kulağına en aşina gelen şey kendi ismidir. Sonra güldük bol bol, göbekten güldük hem de. Güzeldi, kalbim kırılmadı hiç. Ağlamadım hiç.
Sınıf son dersten çıkıp yemeğe gitti. Oda arkadaşlarım da yurda geçmişti, mesaj atmışlardı. Ben de iki saat sonra gelirim dedim ama önce gidip sürpriz yapayım dedim. Odadan girince hoş oldu, sevindik. Sonra dün dolabımı cok dağınık yerleştirdiğimden, yeniden dolabımı yerleştirdik. Akşam yemeğimizi yiyip çıkacaktık, Refiye Abla yediğim en güzel arpa şehriyeli pilavı yapmıştı. (Arpa şehriyeli pilav görünce aklıma kimse gelmedi. Önceden gelirdi. Şimdi buraya yazarken geldi. Bu iyi bir şey bence. Ehehe) Sonra kızlarla çıkıp odamız için çöp kovası, kapı askılığı ve vileda aldık. Ben bugün yolları biraz daha çok öğrendiğimden kaybolmadan yurda geldik. Yurdun en geniş odasına sahip olduğumuzdan dolayı ayrıca mutluyuz ehehe. Özellikle uyumlu oda arkadaşlarına denk gelebilmek çok önemliymiş, kaldı ki çok şükür hiçbir pürüz şimdilik yok. Hatta tatlı bi' huzurumuz var...Bu sabah saatlerimizin alarmı aynı anda çalmaya başladı, sonra uyandık ve gülmeye başladık. Kahkaha atarak uyanmak güzel ki! Sonra yatağa oturup üşüyorumm diye bağırdım, dişlerim titredi. Göz bandım hala gözümde, yataktan bacaklarımı sarkıtmış, saçlarım bi' hayli dağınık durum çok daha komikti bence. Uyanınca komik olabiliyorum ben. Çirkin ve komik.
Şimdi en boş günlerim biliyorum. Derslerim başladığında aşırı bir yoğunluk olacak. Birkaç gün dinlenmem gerek sanırım, yarın derslerimiz boş. Okula gitmiyorum. Odayı temizleyeceğim. Annemin kızıyım çünkü rahat duramam. :)
Sanırım 'ilk gün'e dair daha çok şey yazılabilirdi ama ilk günmüş gibi hissetmedim hiç. Diğer güzel günlerimden sadece birisiydi ve cidden güzeldi..'ilk gün' anılarına bi' not düşüldü...Gülümsendi ve uykuya dalındı...