Bu yazıyı ayık yazma konusunda kendime verilmiş bi' telkinim vardı ama ele verir telkini kendi yer salkımı. (Salkım, olumsuz anlamda.)
Daha önce hiçbir yıl 2022 kadar hızlı geçmedi. Yıllar gittikçe mutasyona uğrayıp daha da hızlı geçmeyi geliştiriyor gibi. Tamam hepsi hızlı geçer. Tamam hepsine ne olduğunu anlayamayız. Ama bu öyle değil. Öncelikle bunu bi' kabul edelim. Sonrası kolay.
Elbette herkeste ihtiva olduğu kadar bende de ekonomik sıkıntılar, siyasi açmazlar (siyasetin içerisindeyseniz bu bazen ötanazi talebine kadar gidiyor), müthiş başlayan ama sonra felakete ve yerleşik bir yas haline dönüşen ilişki, ambulanslar, hastaneler, yatış işlemleri, meslekten bezmek ve diğer insanlar (bu kategori derin ama önemsiz, keşke önemsiz olduğunu hayat pratiğinde de öğrensem yazarken tabii kolay) Bunlardan bahsetmek istemiyorum. Güzel şeyler de oldu. Kötü hep oldu zaten, yazarsak bir yerlerde kalır hepsi. Sonra okur yeniden yeniden hatırlarız.
Herhangi bir güzel yaşanan anlatmaya başlamak istedim. Sırası ne olur diye düşündüm ama kafamda bir sıralama yapmadığımı farkettim. Sonra hangisi en mutlu andı diye düşündüm ve HEPSİ! dedim. Bunu bir sıralamaya sokmak istemiyorum.
EVDE MUHTEŞEM 15 GÜN!
Blogta bununla ilgili en az 2 yazı var. O derece güzel bir tatil planıydı benim için. Lafı geçtiği her yerde bu şekil tatili övüyorum ve insanlara da bunu yapmaları konusunda öneride bulunuyorum ne haddime diye düşünmeden. Kendimi özlemişim resmen. Canımın sıkılmasını. Normal tempomda küçük hesaplara düşüp 'buna zaman ayırmak çok gereksiz şu an' deyip asssla yapmayacağım şeyler yaptım. Yaşadığım alandan başladım. Eve taşınalı 1 yıl olmuştu ve duvarlarım bomboştu. Daha önce dekorasyon için birkaç şey almıştım. Onlarla başladım. Çalışma masamın üzerine tel panolardan çakıp üstüne de polaroid fotoğrafları astım. Hepsi mutlu anlar. Zaten üzgün anda fotoğraf da çektirilmez bence. Neyse. İçinde bir sürü arkadaşımın olduğu fotoğrafların hepsini çok seviyorum çünkü hepsi güzel bir yaşananı hatırlatıyor. Panoya inovatik yaklaşarak etrafına led ışık da sarınca tamam oldu. Geri kalan duvara da yazlık için aldığım ama 'bu çok iyiymiş burada boşuna durmasın' diyerek eve getirdiğim ahşap-halat malzemeli üçlü rafı astım. Aynı anda birden fazla kitap okumak gibi saçma ve gereksiz bi' huyum olduğu için diğer büyük kütüphane yerine güncel okuduğum kitapların burada olması çok iyi oldu. O günlerde bu işlerle uğraştığımı bilen Ogan da, bir tabloyu çok beğendiğimi ama satılmadığı ve remakeini de yaptıramadığım için bir duvarımın boş olduğunu biliyordu. O da boş bir duvarı için daha yeni bir duvar örtüsü almıştı ve duvar örtüsüyle de acayip mutluydu. Gördüğünde aklına benim geldiğim bir duvar örtüsü seçti, hediye etti. Örtüde de Kanagawa’nın Büyük Dalgası şaheserinin baskısı vardı. Aşııırıı ayrı bir ruh kattı odaya. Dekorasyon dışında müthiş diziler, filmler izledim. Film izlerken uyudum uyandım. Bazen gözlerimi açar açmaz spoiler yedim. Kâh filmi kapatıp uyumaya devam ettim kâh uykum açıldı, kaçırdığım yerleri geriye alıp yeniden izledim. Yaz aylarında 13 yıl sonra yeninden hortlayan bloga açtıktan sonra hiç zaman ayırmamıştım, o yüzden sevgili Velvele Hanımla ilgilendim biraz da, hoş oldu. Altı kapaklı gereksiz devlikte olan elbise dolabımı komple döküp milimetrik nizamda katlayıp yeniden yerleştirdim. Kafamın nasıl temizlendiğini, rahatladığımı anlatamam. Bir şeyleri düzelterek kendimi sakinleştirme anksiyetem yüzünden keyifli anlar da yaşamıyor değilim. Hep zulüm değil ya. Velhasılı, evde olmak müthişşşşti. Canım kendim, yine geleceğim.
VELVELE HANIM
Yaz aylarında işin biraz da sakin olduğu bi' dönemde önceden yazmaya başladığım ama epeydir üzerinde çalışmadığım bir öyküyü ararken bambaşka bir şey buldum. Kader ağlarını o anda belki de benim yeniden kendim için yazmaya başlamam için örüyordu. Sıkı sıkı hem de. Ben de bunu iyi ki tam bir mal gibi geri gevirmedim, oturdum çalıştım. Büyük bir şevkle 2009 yılında başladığım blogtaki 250 yazıyı okuyup eleyip düzeltip yeniden yayına aldım. Diğer sağlayıcılarda olan blogları da topladım mı benden harikası olmadı! Sonra Velvele Hanım açıldı. Açılış süreciyle ilgili mutlaka yazmışımdır bir daha yazmıyorum. (Ama bu yazıya sonradan, ikinci defa anlattığım şeyleri 'aha bak burada anlattım' diye bağlantı verirsem çok tatlı olurmuş.) Blogun böyle derli toplu olması çok şahane. Dün akşam da Ecemle aynı şeyi konuşup bu derli topluluğu övdük. Hatta överken O'na da yapması için şuursuzca gaz verdim. 2023 planlarına aldı. Kararlı görünüyordu.
AY VALLAHİ 34 OLDUM
Geçenlerde yaş almayı sevdiğimi düşündüm. Resmen bir yaş daha artmak, o sayının değişmesi gibi hadiseler bende ayarsız coşku yaratıyor. O yüzden galiba bu sevgi dank edişinden sonra her yaşım ayrı bir keyifli kutlanıyor. Hayatımın cidden büyük şansı olan çekirdek arkadaş grubum, ailem, iş arkadaşlarım her defasında benim yaş coşkuma ortak olmak için kutlama yapıyorlar. Doğum günüm tam da bu coşkuya ihtiyaç duyduğum bir döneme denk geldi. Acil müdahale gibi de düşünebiliriz. Güzel kalp masajları yapıldı bana da o günlerde. Kutlu doğum haftası gibi kutladığım için dozu da yeterliydi, sıkmadı ve yormadı. Kendimle kutladığım anlar da çok anlamlıydı.
Ara not: Tam bunları yazarken, akşama çok da ayık olamam diye yeni yıl aramalarına başladım. Hepsi de yukarıda anlattığım insanlar. Hepsiyle ayrı güzel kurulan bağlar. Gerçi bu romantikliğe rağmen Özgür abiyi ararken, rehberde bir altındaki Özgür Özel'i yanlışlıkla aramaktan son anda döndüm. Şu kafayla siyaset konuşacak değiliz.
SİNEMAYA DÖNÜŞ
Sinemaya dönmek çok uzun bir süredir aklımda. Ama sadece aklımda olan bir duygu değil, daha keskin bir his. İstiyorum deli gibi. Öyle gazeteciliği bırakıp dönmek de değil, belki yeniden güncel sinemayı takip etmek, ya sinema hakkında ya da senaryo, öykü vs yazmak. Bu keskin his zamanla ihtiyaç hissine dönüştü. Film izleme tempomu artırdım, güncel sinema okumaya başladım. Hafif tempoyla ısındım. Şimdi film galamın gerçekliği bana çok uzak değil asdksfjaş. Şakası bir yana tıpkı benim gibi bi' halde olan Muratla etkileşime girdi fikirlerimiz. Önceden iş arkadaşı olduğumuz için birbirimizin üretim kafasını ezbere biliyoruz artık. Murat bir süre önce istifa etmişti. Kendi ajansını kurmuştu. Üretmeye bir hayli kafası ve vakti oluyordu. İkimizin de aynı anda tanık olduğu bir hikaye vardı. Onun olmadığı bir yerde ben o hikayeyle ilgili yeni bir gelişme yaşadım ve hikaye artık 'YAZ BENİ' demeye başladı. Gördüm ve artırdım Murat'a birden "Murat bunu çekelim!" dedim. Coşkuma olan aşinalığıyla kararlılıkla cevap verdi: "Çekelim!" Akşam ofisten çıkıp Murat'ın ofisine koştum. Girer girmez "Bak uzun zamandır sinema konuşmuyorum hazır mısın gece yarısına kadar sinema konuşmaya" dedim güldük. Gerçekten de konuştuk. Ve bu ilki hariç başka iki hikayeyi daha çekmeye karar verdik. Büyük bir heyecanla ilk filmi detaylandırdık, çekim takvimi çıkardık. 7-8 Ocak'ta çekimleri yapacağız, izinler alındı bir tek yasal prosedürler kaldı. Onlar da bu hafta netleşir. Sonra tatlı bir film galası yapacağız. Ben bu konuda biraz heyecanlı ve coşkuluyum sanırım. Bir araya getirmek istesem zorlanacağım ama çok çok sevdiğim insanlarla dolu bir sinema salonunda filmimi izleyeceğiz. Sonra sarılacağız bol bol. Arabaya çiçeklerimi taşımakta zorlanacağım asdldgkşss. İçmeye de gidilecek tabii o gece. Gala after party tabii ne sandın. Galadan sonra da filmi festivallere yolcu edeceğiz. Asker uğurlaması gibi, film uğurlaması yapacağız yani. 2023 planlarımdan genel olarak bahsetmek gibi bir niyetim yok ama, 2023 planlarım içinde üç hikayenin de filmini çekmek var. Görgüsüz gibi üçüne de gala yapmayacağız tabii ki.
Daha böyle bir sürü güzel yaşanan var bu yıl ama başlık açıp altını doldurmadan da kısa kısa not düşülebilir. Mesela Sinop'taki festival ve kamp şahaneydi, çalıştığım AB projesi değerliydi çok şey kattı. Yaz aylarında çok güzel bisiklet sürdüm ve müzik dinledim. Yılın yarısını kendime sakladım. 2022 yeniden yazmaya başladığım için kendimi de hatırladığım bi' dönem oldu. Yazarken kendimle kurduğum iletişimin hazzı hiçbir şeyde yok. Okuduğum bir makale beni başka bir dala yönlendirdi. Araştırma alanı açtı. İlgimi çekti ben de hakkında daha çok kitap aradım buldum okumaya devam ediyorum. Sonra akşamları sahilde oturduk bol bol. Kumsalda çıplak ayak dans ettim defalarca. Nevin'in doğum günü harika kutladık. Yazlığa çok gidemesem de her defası çok keyifliydi.
Ara not: Anlatmak istediğim daha çok yaşanan güzel an var ama yazmaktan biraz sıkıldım. 15:21'den bu yana yazıyormuşum. Saat 17.04. Yanlış hesaplamıyorsam 2 saat 25 dakika falan. Bir sürü kez de kalktım, telefonla konuştum üstelik. Sonra devam ederim belki. Belki de etmem. Bu konularda hiç söz vermem.