Çok sevdiğin bi' dizinin yeni sezonuna başlamak gibi. İntroya aşinalığından, ilk duyduğunda bi' mutlu hissediyorsun. Ayın 14'ünde başlamışım bu yazıyı yazmaya, ayın 18'i bugün. Gelip gidip bir şeyler yazmışım, hiçbirisi konuyla ilgili değil ahahah hazır kendimi yakalamışken yeni yaşa notumu düşeyim.
Bir haftadır doğum günü kutluyoruz. Tamam her yıl coşkulu olurdu da bu sene başka bi' keyifle kutladım. Bol bol sarıldım, öptüm, dans ettim sonra aynılarını bir daha yaptım, sonra bir kere daha... Birkaç kere de yalnız kutladım mesela. Birinde yeterince yüksek bi' halde bisikletle çıktım. Ara sokaklarda dolandım. Güzel ağaçlı ara sokaklardı hep. Sonra bira alıp bisikletimin sepetine koydum, hem bisiklet sürdüm hem de arada bi' durup içtim. Kaldırımda oturdum, müzik dinledim. Sonra çok sevdiğim bi' park vardı içinde bir sürü çam ağacı olan, orada oturdum sokak köpekleriyle. Eve gelip biraz daha dans ettim...
30'larla birlikte kabuğum daha da sertleşiyor. Hâlâ birkaç duygunun üstesinden gelmeyi tam anlamıyla başaramasam da, yaşam şeklimi basitleştirip mutlu olmaya odaklandığım bi' dönem. Bitirdiğim yaşta bu konuda pratik yapma şansı buldum. İş ve özel hayat dengesini kurmayı, ilişki ve kendin arasındaki teraziyi hakkaniyetli ayarlamayı, dostların ve kendin arasındaki bağı gittikçe derinleştirmeyi ve en önemlisi kimseye değil en çok kendime ihtiyacım olduğumu öğrendim. Kıştan yaza, yazdan kışa doğru bi' sonbahar akşamında tüm dostlarım yine aynı fotoğraf karesindeyken "Şükürler olsun, aşırı şanslıyım" dedim.
Yılların geçişi, büyüyüşüm, yol alışım adı her neyse işte, beni hep heyecanlandırdı. Hep sonraki aşamayı merak ettim. Hep yeniyi, değişen şeyleri arzuladım. Galiba bu yüzdendir ki son yıllarda doğum günlerim hep böyle neşeli ve aşırı eğlenceli geçiyor. Benim mutluluğumla herkesin mutlu olması ayrıca muhteşem bi' şey.
30'lar aynı zamanda ışıl ışıl parladığım yaşlar. Bunu bazen hiç tanımadığım başkaları da söylemeseydi gerçekliğini tartışabilirdim. Üstelik yıllar geçtikçe parıldayışım daha da kuvvetleniyor. Öğrendikçe, anladıkça, kafamda her şeyi oturttukça, özgüvenim daha da arttıkça, başarılı oldukça ve çok sevdikçe daha da parlıyorum. O yüzden bu sene üflediğim tüm mumlarda aynı dileği diledim:
"Parıldamaya devam et!"
:)