05 Ekim 2022

Konu neydi unuttum.

Bisikletle yokuş aşağıya hızla inerken yavaşlamak zorunda kalmaktan nefret ediyorum.

Ama konumuz bu değil...

Birkaç gündür iyi tempoda bi' şeyler yazıyorum. Aklım bazı kelimelere takılıyor bazen, birkaç saat çağrışım havuzlarında kelebek yüzüyorum. Az önce mutfak penceresinden giren beyaz bir kelebek kondu üzerime. Aşırı mutlu oldum çünkü hayatımda ilk defa beyaz kelebek üzerime kondu. Özel bi' heyecan bu. Çünkü ne zaman beyaz kelebek görsem mutlu olurum. İşler yolundaymış gibi. Koruyormuş gibi. Apartmandan çıkar çıkmaz veya ofis yolunda pedallarken yanımdan uçup gittiğinde "Beyaz kelebek görülen gün güzel geçer" derim kendi kendime hep. Gariptir, akşamın bu saatinde olmasına rağmen o kadar doğru bir anda kondu ki. Beyaz kelebeğin enerjisini aldım, o an orada olması gerektiğine inandım. Belki kurtarış. Hachiko'nun topu ilk ve son defa götürüşü gibi işte. Ben çabuk bırakmadım kelebeğin yarattığı hissi. Odama kadar taşıdım. Sigaraya taşıdım. Su içtim ona bile taşıdım. En son buraya taşıdım.

"Bu gece bu hissi son kez yaşayacağım ve yarına hiçbir şey kalmayacak" yazmıştım tıkır tıkır. Kendine sıkı biçimde söz verdiğin o konuda asla yazmayacaksın ama. İrade göstermen lazım. Hayatında bi' şeye de irade göster. İlk bununla başla o zaman... Elbette bunları hatırlamadan da yaşayabilirim. Beyin belli bir yerden sonra silmeye başlıyor. Sen unutuyorsun ama recycle klasöründe bekliyor. Beyin çok çok gerekli bi' şey olmadığı sürece geri getirmez. Getirmedikleri var bak. Mesela ben lisedeyken çok fırtınalı bi' ilişki yaşamışım. Çocuğun adı da Utkuymuş. Bir yerde konusu açıldı ben de öğrendim lisede böyle bir ilişkim olduğunu. Ama böyle bi' ilişki yok benim kafamda. Hatta bırak ilişkiyi Utku diye birisini de hatırlamıyorum. Bana bir sürü anı anlatıyorlar. Hiçbir yerinden yakalayamıyorum olay örgüsünü. İşin kötüsü anı benim anım ama herkes orada, herkes her şeyi hatırlıyor bi' ben orda değilim. Benim yerime epey yaşayan olmuş. Hâlâ nasıl bu kadar keskin biçimde unutabilmiş olmama şaşırıyorum. Sevindirici olan, bi' kere olduysa yine olur. Ürkütücü olan acaba böyle unuttuğum başkaları da var mı? Bence konuyu iyi dağıttım.

Zaten her şey Spotify'da listeden gelen bazı şarkıları ivedilikle değiştirmeye başladığımda boka sarmıştı. O şarkılar aslında çoktan 'dinlenilmemesi gerekenler' klasörüne gitmeliydi biliyorum. Ama o şarkıları duyunca ne zaman hiçbir şey hissetmeyebilirim bilmiyorum. Zaman aralığı nedir bunun emin değilim. Daha önce ne kadar sürede silinmiş tamamen bilmiyorum. Gerçi tamamı silinmese de olur. Ben hepsini güzel hatırlamak istiyorum. Ölülerin de arkasından hep böyle iyi konuşulur ama şimdilik hatırlamak göğüs kafesimdeki taşlara bir yenisini ekliyor. Bu konu da böyle dağıldı.

Acıttı ama yere de sermedi. Bütün oklar bu yönü gösteriyordu. Ama konumuz bu değildi. Kalbimin ne zaman soğuyacağıyla ilgili derin bir tartışma halindeydik. Aslında akış aşağı yukarı belliydi. Bir yerden sonra kime ne kadar kızgın olduğunın önemi kalmıyor. Çünkü ruh kendini onarmaya başlıyor. Hayatta kalma refleksi gibi. Daha sonra o mevzu hiç açılmamaya başlıyor ne kendinle ne arkadaşlarınla... Ama uzun aralıklarda da arkadaşlar bir yokluyor. Sonra işte sanki bir sabah uyanıyorsun da hiçbir yerinde yok. İçin bomboş. Tatlı bi' boşluk.... Bomboşluk.

Konu neydi unuttum.