Bazı şarkılar dank ediyor. Şimdi etti bi' tane. Ofiste hızlı hızlı metin yazarken arkadan çalmaya başladı rastgele listeden. Şarkıyı iki kere başa alıp karşı binanın çatısındaki kuşları izledim. Hava fena sisli. Gittikçe artıyor...
Şebnem Ferah en sevdiğim tonuyla söylüyor: "Deli Kızım Uyan"
Ben o zaman üniversitedeyim. Abim de okulunu bitirmiş İstanbul'da yaşıyor. Yakın zamanda da tatil için baba evinde buluşmuşuz ama her zamanki gibi kavga etmişiz. Birbirimize de ağır şeyler söylemişiz. Yaş farkı az olunca hem oyun arkadaşı hem de en çok didiştiğin insan da oluyor aynı zamanda. Ergenliğin ağır etkisi olan yıllar bence. Erkekler zaten geç çıkıyor o kafadan. Birbirimize çok kızdığımızı hatırlıyorum o kavgada. Hani bazı zamanlarda bir kopuş olur, hissedersin ya...
İlkgençliğimizde belki de anne ve babadan gelen bir müzik sevgisi vardı bizde. Kasetli yılları hatırlıyorum. Şebnem Ferah'ın kasetlerini. Sonra CD'ler. Sonra mp3'ler. Değişmeyen birkaç sanatçı ve grup var ortak dinlediğimiz. Şebnem Ferah da bunlardan birisi. Abim Şebnem Ferah'ın fan forumlarında falan yazıyor hatta. İstanbul'da o fan forumunun bir buluşmasına da beraber gitmiştik, arkadaşlarıyla tanıştırmıştı. Halen o dönemden görüştüğümüz arkadaşımız var mesela. Şahane yıllar. Fan tayfayla habire konserlere gidiyorlar. Şebnem Ferah nerede bunlar orada...
Şimdi neden bilmem bir ofis öğleden sonrasında o akşama gittim yine. Oysa bu şarkıyı belki de bunca yıldır defalarca dinledim ve bağıra bağıra söyledim. Belki güzel bi' şeyleri hatırlamaya ihtiyacım vardı bilmiyorum.
Yine böyle bi' konsere gitmiş. O son tartışmadan sonra da aramız açık. Telefonda adını görünce sinirlendiğimi hatırlıyorum. Gecenin biraz geç bi' vakti...Sonra biraz da telaşlanmıştım sanırım kötü bi' şey oldu diye. Açıp "Efendim" dedim en soğuk sesimle. Boğuk boğuk sesler, tam da seçemiyorum. Sonra Şebnem Ferah'ın sesini algıladım:
"Hem yakın hem uzakmış,
Yanakları al almış.
Deli kızım uyan,
Söylenenler yalan.
Gözlerim doldu. Gözlerim boşaldı. O gün gibi, şimdi de.
Şimdi aradan geçmiş bilmem kaç yıl, şarkı yeniden anlamını buldu. Taşlar yerine oturdu. Olduğum yerden geriye, durduğum yerden şimdiye ve geleceğe bakınca geriye kalan en önemli şey böyle güzel sevilmek kaldı. Aranda böylesine sevgi bağı olan birinin aklına bir şarkıda gelmek. Telefonu cebinden çıkardığı, rehberde adımı bulduğu ve o tartışmadan sonra beni kalbinde belki de acıyla taşıdığı her an geçti gözümün önünden. İyi ki dün gece uzun uzun geyik yaptığımız telefon konuşmasını "Seni seviyorum" diye kapatabiliyorum, iyi ki "Canım kardeşim" diyor hep, iyi ki ergenliğimiz bitmiş ve birlikte büyümüşüz.
"Yeniden doğup gelsem,
Yine seni severdim"