Işığın önemini son yıllarda biraz da hislerimle anlıyorum. Çok güzel bir ışık vuruyorsa onu hemen takip etmeye başlıyorum. Az önce bi' klipte dikkatimi çekti. Tam da emin olamadım. Öyle mi değil mi? Kız karanlık bir yerde ters ışıkta dans ediyor. Işık yüksekten geldiğine göre bu ay falan olabilir mi? Derken aklıma bu sahneyi yaşadığım aklıma geldi. Yazlıktaydık ve muazzam bir ay vardı. Ay ışığı direkt bahçeye düşüyordu. Çok tatlı bir yaz akşamıydı, biraz çıplak ayaklarla bahçede dans ettim. Gündüz sulanmış toprak ve yeni biçtiğimiz çimenler hafif soğuk. O serinlik hissi de aşırı ferah. Yaşadığım hazzı bugün bile çok net hatırlıyorum. Ay ışığı tenime düşüyordu, ellerim ve ojelerim parlıyordu. Yüzüme çarpan hafif rüzgarlar mest oluyor ay ışığının yanaklarımı kızarttığını hissediyordum. Mahallenin sokak köpeklerinden en sevdiğim kirli beyaz patili de geldi bahçeye sonra. Oturdu beni izledi. Gülümsediğine yemin edebilirim, bu hiç beni utandırmaz.
Tek seyircili bol danslı konser şovumdan sonra dedim ki kendi kendime "Ben bu gece bahçede uyuyacağım." Sonra gittim aynı şeyi Bahadır'a söyledim. Bahadır'ın gözleri yukarı bakıp boşluğa düştü. Düşünme şekli böyle adamın. "En azından düşünüyor olması da güzel" dedim. Sonra aklıma süperkulade bi' fikir geldiği için heyecanlandım. Gözlerimi parlatarak belertip "Bahçeye yatak taşıyalım!" diye bağırdım. Birkaç saniye durup olabilirliğini düşündü. Gerçekten birkaç saniye ama, aniden kalkıp "Hadi taşıyalım!" dedi. Doğru enerji transferiyle onu da heyecanlandırdım. Hiç üşenmeden, sağa sola çarpa çarpa ama çarptıkça kahkaha ata ata çift kişilik yatağı üstelik ahşap altıyla birlikte bahçenin ortasına yerleştirdik.
Ertesi günlerde ben bu yazıya devam etmeden önce, yazarken tam karşımda duran led ışığına taktım. Çünkü yanmıyordu. Yanmadığı için de benim alışkın olduğum ışığın dışında bi' ışığa alışmaya çalışıyordum. O ışığın yeniden yanması için pil arayışına girdim. O sıra bir pile bu kadar muhtaç olacağım aklıma zor gelirdi. Neyse sonucunda bir arkadaşımın "Bu ne lan pavyon gibi olmuş, her yerde bi' ışık var" dediği odada yapılan görüşmeler neticesinde şu anki şartlara gelmemize karar verdik. Zaten o ışığa pil buldum ben. Yanıyor şimdi güzel güzel. Tam istediğim gibi.
Bahçede yatak müthiş bi' his. Hem çok rahat yatıyorsun, her zaman yattığın gibi hem de tertemiz hava yüzüne çarpıyor. Arada bir sertleşiyor, soğuyor ama keyif de veriyor. Ay ışığı az sonra bahçeye düşecek biliyorsun, o yüzden o ana hazırlık yapıyorsun heyecanla. Bahadır tutup iki sehpa getiriyor, komidin gibi iki başa yerleştirip üstlerine de bira koyuyor. Özenle sardığı sigarayı reveransla bana uzatıyor. Sonra kendime daha da yaklaşıyorum ay ışığında. Anlıyorum. Yarasına bakıyorum. Suçlamıyorum. Yüzüne baka baka yalan da söylemiyorum.
Mahallenin en kirli beyaz köpeği de olay mahallinde tabii. Bunun gibi bize zimmetli bi' de tombiks ve güzel kedi var. Neyse bahçeye bazen bi köpek arkadaş daha geliyor ama gidişi hızlı oluyor. Bizim kirli ve beyaz arkadaş da ben yatağa uzanınca kalkıp benim uzanabileceğim yere yattı. Ben onu sevdim, o da kuyruğunu salladı. Ay ışığıyla kavuştuk yeniden. Ruhen şifalandık. Çam ağaçlarının, denizin ve toprağın kokusu burnumdaydı. Hepsi birbirine muazzam bir ahenkle bağlıydı. Bir daha asla böyle bir an yaşayamayacağımın bilincinde olarak yine de kendimi anın büyüsüne kaptırdım.