Ofise yine geç gittim. Gider gitmez de psikiyatrı aradım. "Gelebiliyorsanız hemen gelin" dedi, koştum gittim. Her görüşmenin rutini, 'Nasılsın? İdare ederim. Neden idare eder?' faslını geçtikten sonra hızlıca konuya girdim. "Ben artık bu hisleri yaşamak istemiyorum!" radikal çıkış yaptım. "Hangi hisler?" dedi. Ben de onun da haberi olan olaylardan, kişilerden bahsettim. En son kaldığı yerden sonraki gelişmeleri ve bu gelişmelerin nasıl ağzıma sıçtığını anlattım. En son artık ağlamaya başladım, "Hepsi geçsin istiyorum" diyiverdim. Ağlamam için biraz zaman ve peçete verdi. Biraz da sakinleşmemi bekledi. "Sen ne yapmayı planlıyorsun?" diye sorduğunda kendimden emin bi' hale geçtim, "Ondan önce ne yapıyorsam onu. Hayatımı yaşayacağım" dedim. Sonra ilacımı değiştirmeyi teklif etti. Yeni vereceği ilacın neye yardımcı olabileceğini anlattı. İlaç eğer hipomani veya mani ataklarımı tetiklerse hemen haber vermem gerektiğini söyledi. İlacı aldıktan sonra prospektüsünü okudum detaylıca. Bildiğin damıtılmış serotonmiş resmen. Bu akşam eve doğru pedallarken ilacın etki etme süresi ile daha ne kadar böyle gidebileceğimin hesabını yaptım. Bildiğim yollardan gitmek zorunda kaldım. Güneş gözlüğümü taktım. Yazıyorum.