Geçen hafta emekli günleri yaşadığım dönemde yazdığım yazıları okudum. Bugün olacak her şeyi aşağı yukarı tahmin etmişim. Ama bu kadarını elbette bilemezdim. Ben bi' yerlere çökmüş ağlarken omzuma dokunan her el aynı şeyi söylüyor: "Hepsi geçecek!"
Geçeceğini bilmek o an yaşadığın hiçbir atağın şiddetini azaltmıyor en baştan söyleyeyim. Yine bi' hastane koridorundasın, üstelik 'ya bu defa hastaneye yatırırlarsa' korkusuyla. Son Ruh Sağlığı ve Hastalıkları acili serüveninde reçete çeşitliliğime Zanax eklendi, o da tek bir dil altı ile bana sakinliğimi geri veren Ativan piyasada bulunmuyor diye. Acil doktorunun yeşil reçetli Ativan ihtiyacımı kabul edip yazacakken yazamaması apayrı bi' dram. Ama Zanax beklediğimden güzel performansla, yazlıktaki tüm o dağınıklıkta, yeni bi' atak sonrasında misler gibi uyuşturdu, unutturdu, uyuttu ve daha bi' sürü şey. Uyandığımda evde herkes benim toparlanmam için canhıraş bi' şey yapıyordu. Birkaç saat yataktan çıkamadım belki ama ayağa kalkmam gerekiyordu. Gerekeni yaptım, sabah 6'ya doğru arka bahçemizi, dedemin çam ağaçlarını ve denizi gören pencere kenarındaki masam her şeyiyle hazırdı. O zaman dedim ki "Hepsi geçti!"