28 Aralık 2024

2024 sen ne fena muhteşem bi yıldın

Hızımı alamıyorum. Kendi hızıma yetişemiyorum. Her şeyin kıpır kıpır olduğu bir içten yazıyorum: "2024 ne fena muhteşem bi' yıldın." başlığı dönüyor günlerdir kafamın içinde. Hepsini sıraya ve akışa koymaya çalışıyorum ama o da olmuyor. İpin ucunu kaçırdığım her şey gibi, son yılı bilerek ve isteyerek tüm ipleri bıraktığım varsayıldığında akarken her şeyin rayına oturması keyif de vermiyor değil. 

Eylül ayında taşındığım ev, üç ay içerisinde yuva oldu. Halen eksikler var ama bu haliyle bile içinde yürürken keyif veriyor. Canım köpkem Gece ve benimle dolu her taraf. Onun oyuncakları ve yatmaktan aşırı keyif aldığı yastığı; benim onca ıvır zıvırım ve kendisine hayran olduğum kırmızı L koltuğum. Hep hayal ettiğim gibi. Bi' gün içimden geçirdiğim her şeye sahibim. O da öyle olsaymış keşke dediğim çok az şey var ve ben tüm bunların şükranını her gün içimden taşırıyorum. 

Uzun zaman yazamadım çünkü önce yaşamam ve hazmetmem gerekti, anlatabilmek için. Son üç aydır o kadar yeni şeyler yaşıyor ve bunları anlamaya çalışıyorum ki, hayatımın bambaşka bir sayfası açıldı. Yenileri de yolda. Her bir sayfaya itinayla hazırlandığımı düşünsem de ben bu akışa bırakıp o frekansta kalmayı sevdim. Kontrollü salışıma devam edeceğim bir yıl olacak gibi. Gelecek olan güzellikler nerede olursa olsun gelip buluyor zaten. Otuz altı yaşımdan öğrendiklerim part bilmem kaç.

* * *

Birkaç hafta önce annemle barıştım. Neye küstüğümüzü unutup yeniden sarılabildik, ben onu daha iyi anladım o ben iyi olayım diye daha çok dua etti. Ne kadar kızsam da, üzülsem de veya çok büyük yaralarım da olsa bu bağı ve bu bağa olan ihtiyacımı yok sayamazdım. Akışına bıraktığım her şey gibi onu da akışa bırakmıştım ama zaman geçince içimdeki yerinin ne büyük ve ne doldurulamaz olduğunu anladım. Uzun zaman sonra beni görünce "Çok zayıflamışsın" dedi. Normalde buna çok sevinirdi ama üzgündü. Ama sonra yine o her zamanki neşesine döndü. Çay yaptı. Daha sonra abimle konuşurken, "Annemi mutlu görmeyi özlemişim" dedim. Bunun kıymetini o zamana dek anlamamıştım. 

* * * 

Kişisel bipolar tarihimin en yoğun mani atak dönemini yaşıyorum. Bu nasıl anlatılır bilmiyorum, ama içimin nasıl pır pır etttiğini Ruh Sağlığı Hastanesi'nin acilinde anlatırken doktorun beni anladığını biliyorum. Tansiyon yine 16/8, üzerimde kışa inat incecik bir hırka -asla üşümeyen ben- bir sürü şey anlatırken doktor lafımı böldü, "Hastaneye yatmak ister misin?" Hayatımda hiçbir şeyi bu kadar hızlı reddetmemiştim. "O" dedim, "Bi' kere olur, yetti. İstemem!" Hâlâ bir öncekinin travmasını tam atlatamamışken kendime bunu yapamazdım. Üstelik doğru kullanıldığında acayip verimli olan mani atağımı da hastane şartlarında geçirmeyi istemezdim. 

* * * 

2024 yılı ile ilgili yazacak çok şeyim var. Ama ondan önce yazacaklarımı iyice bi' anlamalı ve iyice içselleştirmeliyim gibi hissediyorum. Çünkü son 10 yılda birbirinin aynısı olan her yeni yıldan farklı olarak başından sonuna kadar bambaşka deneyimler yaşadığım bi' sene oldu. Bu, detaylarıyla ve anladıklarımla yazılması gereken bi' yıl. O yüzden kendime bu konuda ödevimi veriyorum. Buradan güzel bi' 2024 Z Raporu çıkar bence.